Ben Mihrimah Sultan.
Güneş ve Ay’ın sultanı… Koca cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın biricik kızı. 17 yaşında
kendinden 22 yaş büyük, Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa’yla evlendirilen ve buna asla ses çıkaramayan
ay yüzlü sultan. Size kalbindeki kederin yükünü taşımak için güçlü ve akıllı olmak zorunda olan
Mihrimah’ın gençliğinden sesleniyorum.
Kardeşlerim Bayezid ve Cihangir’in sünnet düğünüyle benim düğünüm aynı gün At Meydanı’nda
gerçekleşti. Annem sevdiği adamla evlenmek için türlü mücadeleler verirken biricik kızını mutsuzluğa
hapsetmişti.
O gün o saf ve zeki Sultan Mihrimah öldü. Bütün hayalleri elinden alınan, sarayda en güçlü kişi hâline
gelmek için büyük bir hırsla mücadele veren Mihrimah doğdu.
Anlayacağınız bir Sultan da olsam benim fikirlerimin ve hislerimin hiçbir önemi yoktu.
Ben Ay’ın ve Güneş’in sultanı… Zekâmı annemden, asaletimi babamdan almıştım. Hanedanın en güçlü
sultanıydım. Servetim de görkemim de çok büyüktü. Bunu hepinizin bildiğinden eminim.
Beni tanımayanlar da 2011 yılında yayımlanan Muhteşem Yüzyıl dizisinde benim hayatımı mutlaka
izlemiştir.
Lakin özellikle dizide hayatımın oldukça farklı anlatıldığını söylemek zorundayım. Sürekli birilerine âşık
olduğum yazıldı, sadece entrikadan ibaret bir hayatım varmış gibi yansıtıldı. Oysa bunlar doğru
değildi.
Tarihî dizilerde tüm olayların ve kişilerin çarpıtıldığı ortada. İnsanların kafasını karıştırmak için türlü
türlü yalan hadiseler yazıldığı aşikâr.
Bu yüzden bir de beni benden dinleyin istiyorum.
Size neden evlenmek zorunda kaldığımı…
Mimar Sinan’ın bana olan aşkının neden yalan olduğunu…
Ve neden kardeşim Bayezid’i desteklerken abim Mustafa’nın ölümüne seyirci kaldığımı anlatacağım.
İşte bu anlattıklarımdan sonra bir kadın olarak sultan da olsanız hayatınızın hiç kolay olmadığını,
sürekli çıkarlarınız ve sevdikleriniz için ailenizi ve kendinizi korumak zorunda olduğunuzu
unutmamanızı isterim…