Ülkemiz maalesef bir haftayı aşkın süredir Manavgat, Muğla, Bodrum, Marmaris, Denizli, Mersin, Adana gibi bir çok ilde Orman Yangınları'nı söndürmek için alevlerle yoğun bir mücadele içinde. Yangının nasıl söndürülebileceğini, havadan müdahalede uçak mı yoksa helikopter mi kullanılması gerektiğini sonraki videolarda detaylıca anlatacağız ama ilk olarak bugün orman yangınlarını durdurmanın neden bu kadar zor olduğunu ve yangın öncesinde hangi önlemlerin alınması gerektiğini görerek başlayalım.
Ülkemizin bu yeşil manzarası bir çok insanın burada yaşama veya tatil yapma isteğinin hatrı sayılır bir nedeni. Gelecek nesillere bu manzaradan ne kadarını bırakacağımız konusunda endişelenmemiz gerektiğini hatırlatan mücadele dolu günlerden geçiyoruz. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye’de, son beş yılda 16 binden fazla orman yangını çıktı, 62 bin 315 hektarlık alan kül oldu. Türkiye’de 22,7 milyon hektar ormanlık alan bulunuyor ve orman varlığının yüzde 55’i riskli ve yangınlar açısından çok hassas bir bölgede yer alıyor. Her yıl ortalama 2 bin 388 orman yangını çıkıyor. Çıkan yangınlarda yine ortalama 6 bin 665 hektar orman yok oluyor. Bu noktada bilimin söylediği şey gayet açık: Eğer yangınla mücadele konusunda bazı alışkanlıklarınızı değiştirmezseniz bu değerli ormanların pek çoğunu daha kaybedeceksiniz. Orman yangınları konusunda bazı acı gerçekleri görmenin ve bu yangınlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini anlamanın zamanı geldi. Son otuz yıldır, yanan alan miktarı istikrarlı bir biçimde artıyor. Seneden seneye orman yangınlarını kontrol altına almak çok daha zorlaşıyor. Peki günümüzde orman yangınlarını önlemek ve durdurmak neden eskiye nazaran çok daha zor durumda?
Orman yangınları insanlar tarafından kötü olarak algılansa da aslında doğa için vazgeçilmez bir rutindir. Doğal olarak çıkan bir orman yangını ateş hattına ulaşana kadar durdurulmamalıdır. Bakın doğal olarak çıkanlar diyorum. Bu ormanın verimini artıran tabii bir mekanizmadır. Ancak günümüzde insan eliyle çıkan orman yangınlarının artması sonucunda gittikçe ısınan küresel iklim şartlarının da katkısıyla alevlerin normalden daha çok alan tahrip etmesi, yanlış yürütülen arazi yönetiminin bir tezahürü. Olmaması gereken tüm bu kayıpların çoğu önlenebilirdi.
Bizi ürküten bu manzaralar karşısında yapılması gerekenler gayet açık. Duygusallığı bir kenara bırakıp bilime kulak vermemiz şart! İşin iyi tarafı ise bunu yapacak imkânlarımızın var olması. Öncelikli olarak bu açıklığa sahip biçimin gücünü yeniden canlandırmak için ormanı seyreltmemiz gerekiyor. Yapılacaklar listemizin bir diğer maddesi ise sisteme yeniden doğal yangınları dahil etmektir. Doğal yangınları durdurmadan sadece kontrol altında tutmamız yeterli. Sık arazilerde doğal yangınların çıkmasını beklemek yerine yanıcı ölü zemin tabakasını yok etmek için planlı yangınları kullanmaya başlamalıyız. 100 yıldır, yanan her alana müdahale edip anında söndürdüğümüz için zemindeki yanıcı örtü, kat be kat artmış durumda. Bilhassa çam iğnelerinden oluşan tabaka,zeminde 30 cm kalınlığa ulaşabilir. Alevler bu sayede bir insanın koşabileceğinden 2 kat daha hızlı ilerleyebilir. Bu planlı yangınlar neticesinde zaten yanmış olan sahalar gelecekte çıkacak yangınların araziye yayılmasını yavaşlatacaktır. Kontrollü yangınları sistematik biçimde uygulayarak riski azaltıp en alt seviyede tutabiliriz. Ülkemizde bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunduğu için planlı yangın çıkaran ya da olası bir orman yangınında ters ateş tekniğini uygulayan bazı orman personelleri linç edilmeye bile kalkılıyor. Bilhassa yangınlara müdahale konusunda uzmanların işini yapmasına izin vermeliyiz. Zira doğa için yıllarca emek veren birinin ormanı yakmasına veya yanan bir ormana göz yummasına sebebini bilmeden tepki vermek yapılacak en kötü şeydir. Ormancılarımızın ve itfaiyecilerimizin de en az askerlerimiz kadar birer savaşcı olduğunu unutmayalım.

KANALIMA ÜCRETSİZ ABONE OLUN ► http://bit.ly/31yKvVg
BENİ INSTAGRAM'DAN TAKİP EDİN ► http://bit.ly/2HbkyBv

Ben Halil İbrahim Balsak.
Doğru yerdesiniz. İzlediğiniz için teşekkürler!
Bağlantılar için: [email protected]
To connect: [email protected]