Çernobilin Türkiye ve Dünya Üzerindeki Etkileri
Talha Kaplan Talha Kaplan
15.3K subscribers
3,514 views
70

 Published On Jul 12, 2019

Merhaba ben Talha. Bugün sizlere çernobili ve Türkiyede ki etkilerini anlattım. Keyifli seyirler.

26 Nisan 1986 Cumartesi. saat 01:24 de 4. reaktördeki patlamayla dünyada gerçek manasıyla iz bırakmış bir olay. Bu gün sizlerle beraber bu olayın başta türkiye ve dünyadaki etkilerini inceleyeceğiz. Buyrun videoya.

Çernobil 1970 yılında açılmış bir nükleer santraldi. Birçok kişi çernobili rusyada zannetsede çernobil ukraynada kieve bağlı bir yerleşim yerdinde bulunmaktaydı. 25 Nisan günü, dördüncü reaktör rutin bir bakıma girdi. Teknisyenler olası bir güç kesintisine karşı bir deney yapmaya karar verdiler. Çok ağır sonuçları olacak bu deney için 23:00'da çalışmalar başladı.

26 Nisan saat  01:23'te, deney için şartların oluştuğuna karar verildi ve düğmeye basıldı. Düğmeye basıldıktan 1 dakika sonra saat 01:24'te ise, ters giden bir şeyler vardı. Deney için devre dışı bırakılmış güvenlik sisteminden ötürü reaktörde önlenemeyen çekirdek tepkimeleri gerçekleşti, ısı ve enerji bir anda kat be kat yükseldi…

Artan buhar basıncı, reaktörün tonlarca ağırlıktaki çatısını havaya uçurdu. Reaktördeki zirkonyum ve grafit, yüksek sıcaklıktaki buharla karışınca, hidrojenler yanmaya başladı ve tüm santral alevler içinde kaldı.

Dördüncü reaktörün patlamasıyla ortaya çıkan radyasyon, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarından tam 200 kat daha etkiliydi. Patlamanın ardında radyasyon ilk anda bir kilometre yüksekliğe ulaştı. İlk anda ortaya çıkan etkinin, iki metre kalınlığındaki betonu eritecek güçte olduğu ifade edildi.

Çernobil'in dördüncü reaktörünün patlamasının ardından bölgeye itfaiye birlikleri çok kısa bir süre içinde sevk edilmişti. Ancak birçoğunun radyoaktif bir tehditle burun buruna olacaklarından haberi bile yoktu.

Mide bulantısı ve kusma ile, itfaiye erlerinin çoğu görevini yapamaz hale geldi. Önemli bir kısmı hayatını kaybetti.
Aynı şekilde, Santral'e sevk edilen ve temizlik faaliyetlerinde bulunanların da büyük bir çoğunluğu, maalesef hayatını kaybetti.

Nükleer felaket, ilk anda santral çevresinde görevli 31 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştu. Ancak etkisi bununla sınırlı kalmadı. Türkiye'nin de dahil olduğu yakın coğrafyaya hastalık ve ölüm getirdi..

Buraya kadar olan kısım olayın meydana gelişi ile ukrayna ve çevresi üzerindeki etkilerini anlamanıza yardımcı olur diye düşünüyorum. Şimdi gelelim ülkemizde göstermiş olduğu etkilere.

Çernobil'in etkisine maruz kalan ülkelerden biri de elbette Türkiye'ydi. Ancak o dönemde Türkiye'de yetkililer bu felaketi o kadar hafife aldı ki, dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, Karadeniz'de yetişen çayların radyasyondan etkilenmediğini ispat etmek için kameraların karşısında çay içti.

Bedeli sonraki yıllarda çok ağır olacak bu felakete ilişkin dönemin bakanı, "Karadeniz'e bir damla mürekkep düştü diye Karadeniz kirlenir mi?' Radyoaktif çay daha lezzetlidir dedi Rusya'dan iyi bir şey gelmez. Ya komünizm, ya radyasyon" diye dalga geçiyordu. Oysa binlerce kilometre uzaklıktaki İngiltere bile radyasyonun yıkıcı etkilerinden korunmak için önlemler almaya çalışıyordu.

Üstelik facidan birkaç gün sonra SSCB Büyükelçisi Türk yetkilileri uyararak, Karadeniz'de ölçüm yapmalarını söylemişti. O sırada dönemin Türkiye Atom Enerjisi Başkanı (TAEK) "Türkiye'ye ulaşsa bile etkilemez" açıklaması yapıyordu. Fakat radyoaktif bulutlar kazadan birkaç gün sonra 3 Mayıs'ta Trakya'ya ve ardından Doğu Karadeniz'e ulaşmış, radyasyon oranı 7 kat artmıştı. 4 Mayıs'ta Kapıkule-Edirne yolunda İstanbul'da havadaki radyasyonun tam bin katı fazla bir değer ölçüldü ve bunun nedeni Çernobil'di. Böylece Türkiye için Çernobil felaketi başlamış oldu.

Ayrıca Türkiye'de Çernobil felaketi sırasında radyasyon seviyesini gösteren sayısal değerler açıklanmadı, halktan gizlendi. Yetkililerin gerekçesi ise panik yaratmamaktı.

Çernobil'den sonraki yıllarda Karadeniz bölgesindeki kanser vakalarının artışı felaketle bağlantılı olarak sık sık gündeme geldi. Kansere yenik düşen Karadenizlilerden biri de 2005'te 33 yaşında ölen şarkıcı Kazım Koyuncu'ydu. Hatta 1987 yılında ukrayna takımı dinamo kievle eşleşen beşiktaşın çektirdiği bu fotoğraf bile olayı ne kadar ciddiye almadığımızı gösteriyor.

Bilim insanları, yaklaşık 190 ton uranyum ve 1 ton plütonyumun hâlâ santralin altında bulunduğuna işaret ediyor.


-Videoyu beğenmeyi, yorum yapmayı ve sosyal medya hesaplarınızdan paylaşmayı unutmayın...

-Videomu izlediğiniz için teşekkürler!! Bir diğer videoda görüşmek üzere hoşçakalın...

   / talhakaplan  

show more

Share/Embed