Menâkıb-ı Evliyâ'dan Kırklar Meclisi

Günlerde bir gün Resûl hazreti sallallahu Teâlâ aleyhi ve sellem Suffe-i Safâ'nun kapusına vardı, Kırklar anda sohbet iderlerdi. Ol Hazret dakk-ı bâb idü kapuyı kakdı. İçeriden Kırıklar işidüb ''Kimsin, nedir hâcetin?'' didiler. Resûl hazreti eyitdi: ''Peygamberem, açun kapuyı içeri girelüm, siz erenler ile dem dîdâr görelüm!'' didi. Eyitdiler: ''Bizim aramızda peygamber sığmaz, peygamberliğin var ümmetine eyle!'' didiler.

Peygamber hazreti bunı işitdi fi'l-hal girü döndi. Hak Teâlâ Hazreti'nden ol vakit nidâ geldi kim: ''Ya Muhammed! Dön girü ol kapuya var!'' Resûl Hazreti ol nidâyı işitdi, fi'l-hâl girü döndi. Yine geldi ol kapu halkasına el urdı, dakk-ı bâb eyledi. Yine ''Kimdür?'' didiler. Hazret eyitdi: '' Resûlüm açun kapıyı içeri gireyim, mübârek cemâlinüz göreyüm!'' didi. Kırklar eyitdiler: ''Bizim mâbeynimizde resûl sığmaz ve hem bize hâcet değildür kimesneye resûl göndermek'' didiler.

Resûl bu sözi işidicek yine giru dönü; diledi kim ferâğat gele, kendü makâmına gide, sâkin ola. Yine Hazret-i İzzet'den Seyyid'in kulağına hitâb-müstetâb irişdi kim: ''Ya Habîbim! Var, yine ol kapuya, ol meclise dâhil ol! Kande gidersin? Dön giru!'' didi. Seyyid giru döndi, geldi yine ol kapunın halkasına el urdı, işâret eyledi; yani giru dönüb yine geldiğin bildirdi. Eyitdiler: ''Kimsin?'' Resul eyitdi: ''Seyyidu'l kavm, hâdimu'l-fukarâyım'' didi. Kırklar eyitdiler: ''Merhaban, merhaban! Ehlen ve sehlen!'' Yani, ''Hoş geldin; kadem getürdin, gelmekliğün mübârekdür, hemîşe mübârek olsun!'' didiler.

Bismillah deyu ol kapuyı açdılar. Resûl Hazreti içeri girdi. Evvel sağ ayağını basdı, bakdı gördi otuz tokuz sahâbe otururlar. Meğer kim birisi taşra çıkub pârsaya gitmiş idi; Selmân-ı Fârsî dirler idi. Amma Şah-ı Merdân Ali dahî ol sohbetde hâzır idi. Bunlar Resûl hazretibi görücek kıyâma turdılar, yir gösterdiler. Seyyid geçüb Ali'nin yanında oturdı. Lakin Ali oldığın ol vakit bilmedi.
(...)
DEVAMI YORUMDA


~
SEHER VAKTİ ŞAH KERVANI GİDİYOR
KUL HİMMET
Kaynak Kişi: Mehmet Acet

Seher vakti şah kervanı gidiyor
Onun katarından ayırma bizi
Kanberi önünde katar yediyor
Onun katarından ayırma bizi

Muhammet Ali'dir cihan evveli
Bir Arap geliyor eli develi
Rum'u irşat etti Bektaş-ı Veli
Onun katarındana ayırma bizi

Gül kokusu Muhammet'in teridir
Ah ettikçe karlı dağlar eritir
Hatice Fatma Hakk'ın yaridir
Onun katarından ayırma bizi

Cebrail hem kanadını açınca
Rahmet suyun yer yüzüne saçınca
Hasan Hüseyin curasından içince
Onun katarından ayırma bizi

İmam Zeynel bekler zindan içini
Umarım bağışlar mücrim suçunu
Bakır Cafer yükletince göçünü
Onun katarından ayırma bizi

Kazım Musa Rıza Hakk'ın nurudur
Taki Naki Askeri Mehdi sırrıdır
Selman'ın yerinde deste gülüdür
Onun katarından ayırma bizi

Kul Himmet'im aydur Mehdi nic'oldu
On iki imamların tahtı nic'oldu
Pirin eşiğine giden hacı oldu
Onun katarından ayırma bizi

~
NURHAK SEMAHI
MUHYİDDİN ABDAL

Kurbanlar tığlanıp gülbenk çekildi
Gâflet uykusundan uyana geldim
Dört kapı sancağı anda dikildi
Üryan büryan olup meydana geldim

Evvel eşiğine koydum başımı
İçeri aldılar döktüm yaşımı
Erenler yolunda gör savaşımı
Can baş feda edip kurbana geldim

Ol deme uyandı bahtın çerağı
Rehberim boynuma bend etti bağı
Üç adım ileri attım ayağı
Koç kurban dediler inana geldim

Dört kapı selâmın verip aldılar
Pîr'in huzuruna çekip geldiler
El ele el Hâkk'a olsun dediler
Henüz masum olup cihana geldim

Pîr'im kulağıma eyledi telkin
Şah-ı Velâyete olmuşuz yakın
Mezhebim Cafer-i Sadık-ül Metin
Allah dost eyvallah peymana geldim

Yüzüm yerde özüm darda durmuşam
Muhammed Ali'ye ikrâr vermişem
Sekâhüm hamrini anda görmüşem
İçip kana kana mestane geldim

Yolumuz on iki İmam'a çıkar
Mürşidim Muhammed, Ahmed-i Muhtar
Rehberim Ali'dir Sahip Zülfikâr
Kulundur Şahi ya divana geldim
~

MUHAMMED ALİYİ CANDAN SEVENLER
ŞAH HATAYİ
Kaynak Kişi: Hasan Usluaşık
Derleyen: Hüseyin Yaltırık

Muhammed Ali’yi candan sevenler
Yorulub yollarda kalmaz inşallah
İmamı Hasan’ın yüzün görenler
Hüseyin’den mahrûm olmaz inşallah

İmamı Zeynel’den bir dolu içen
İmamı Bâkır’dan kaynayup coşan
Sıdk ile İmam Ca’fer’e koşan
Bundan özge yola sapmaz inşallah

İmamı Mûsâ’dan gelen erenler
Can baş fedâ edüb cemler görenler
İmamı Rızâ’ya zehir verenler
Divanda şefâat bulmaz inşallah

Bir gün olur okuturlar defteri
Şah oğlunun elindedir teberi
Uyanırsa Takıy, Nakıy, Askerî
Açılan gülümüz solmaz inşallah

Hatâyî der bu iş bir gün biter a
Özünü katagör ulu katara
Mehdî şevki bu cihânı tutar a
Şah oğluna sitem olmaz inşallah
~

‪@AnadoluMuzikYapm‬ kanalındaki ''Ayin-i Cem - Nefes-Kul Himmet ve Virani (Cemde hizmetlerin tanıtımı)'' video alınmıştır. Yalnızca bir takım görseller ve sözleri içeren altyazı eklenmiş, başka bir değişiklik yapılmamıştır.